Mirasçının Gizlenmesi (ketm-i Verese) Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil Davası
Miras paylaşımında, mirasçılardan birinin kasıtlı olarak yok sayılması veya gizlenmesi ("ketm-i verese"), sık karşılaşılan uyuşmazlıklardan biridir. Bu durumda, mirastan mahrum bırakılan gerçek mirasçı, tapu kaydının iptali ve payının kendisine tescilini talep edebilir. Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) ketm-i vereseye özel bir madde bulunmasa da, Yargıtay ve doktrin uzun yıllardır bu hukuki sebebi tanımakta ve tapu iptal davalarına temel oluşturmaktadır. Bu dava, hem miras hukukunu hem de taşınmaz mülkiyetinin tescili ilkelerini ilgilendiren kritik bir mekanizmadır.
Örnek Olay:
Ali'nin vefatı sonrası, resmi evlilikten olan çocukları Mehmet ve Zeynep, mirasçılık belgesi alır. Ancak Ali'nin gayriresmi birliktelikten doğan oğlu Kemal, belgede yer almaz ve tüm taşınmazlar diğer kardeşler adına tescillenir. Kemal, ketm-i verese davası açarak hakkını arayabilir. Bu makalede, ketm-i verese kavramı, muris muvazaasından farkları, dava şartları, ispat yükü ve Yargıtay'ın yaklaşımı incelenecektir.
Kavramsal Çerçeve ve Muris Muvazaası Farkı
Ketm-i verese, bir mirasçının diğer mirasçılar tarafından kasıtlı şekilde gizlenerek miras payından mahrum bırakılmasıdır. Mirasbırakanın ölümü sonrası, eksik veya hatalı düzenlenen veraset ilamıyla yapılan tescil işlemi, tapu sicilinde yolsuzluğa yol açar. Bu durumda gizlenen mirasçı, TMK m. 1025 uyarınca ayni hakka dayalı tapu iptal davası açabilir.
Ketm-i verese, sıklıkla muris muvazaası ile karıştırılır. Ancak temel fark şudur:
- Muris muvazaası: Mirasbırakan sağken, mirasçıları aldatmak amacıyla muvazaalı işlem (örneğin satış gibi gösterilen bağış) yapar.
- Ketm-i verese: Mirasbırakanın ölümünden sonra, diğer mirasçılar tarafından bir mirasçının varlığı gizlenir ve hatalı veraset ilamıyla intikal gerçekleştirilir.
Her iki durumda da kesin hükümsüz işlem söz konusu olduğundan, zamanaşımı veya hak düşürücü süre işlemez (TMK m. 589). Ancak kadastro tescilinde 10 yıllık süre istisna teşkil edebilir.
Dava Şartları ve İspat Yükü
Hasımlı Veraset İlamı Zorunluluğu: Gizlenen mirasçı, dava öncesinde veya dava sırasında, tüm mirasçıları hasım göstererek çekişmeli veraset ilamı almalıdır. Yargıtay, mirasçılık sıfatının bu belgeyle kanıtlanmasını şart koşar (Yargıtay 1. HD, E.2016/10159, K.2019/3318). Bu ilam alınmadan açılan tapu davası, genellikle usulden reddedilir veya mirasçılık davası sonuçlanana kadar bekletilir (Yargıtay 1. HD, E.2016/5849, K.2018/11282).
Doğru Taraf Teşkili: Dava, tapu kütüğünde malik görünen kişilere (mirasçılar veya üçüncü şahıslar) karşı açılmalıdır. Tapu Müdürlüğü’nün davalı gösterilmesi, davanın reddine yol açar (Yargıtay 1. HD, E.2015/15392, K.2018/12444). Taşınmaz üçüncü kişiye devredilmişse, gizlenen mirasçı yalnızca kendi payı için dava açabilir (Yargıtay 1. HD, E.2023/6385, K.2024/741).
İspat ve İyiniyet Sorunu:
- Davacı, mirasçılığını nüfus kayıtları ve hasımlı veraset ilamıyla kanıtlamalı; tapu tescilinin bu sebeple hatalı olduğunu ispatlamalıdır.
- Taşınmazı devralan üçüncü kişinin iyiniyeti araştırılmalıdır. İyiniyet varsa, TMK m. 1023 gereği tapu iptali yerine bedel talep edilebilir.
- Önemli Not: Yargıtay, mirasçıların "başka mirasçı olmadığını bilmemelerini" genellikle iyiniyetli saymaz. Bu durumda, davalılar yargılama giderlerinden de sorumlu tutulabilir (Yargıtay 1. HD, E.2014/15094, K.2014/19207).
Bilirkişi ve Hüküm Şekli:Miras paylarının hesaplanması için bilirkişi incelemesi gerekebilir. Raporda, pay oranları ve hesaplama yöntemi açıkça belirtilmelidir (Yargıtay 1. HD, E.2013/1739, K.2013/1739). Hüküm fıkrası, güncel tapu parsel bilgilerine göre ve infaza elverişli şekilde düzenlenmelidir (Yargıtay 1. HD, E.2016/7640, K.2019/2152).
Yargılama Masrafları:
Dava harç ve giderleri, taşınmazın tam değeri üzerinden değil, davacının miras payına düşen kısmın değeri üzerinden hesaplanır (Yargıtay 1. HD, E.2015/11900, K.2018/10815).
Görevli ve Yetkili Mahkeme:
- Görevli Mahkeme: Asliye Hukuk Mahkemesi (HMK m. 2).
- Yetkili Mahkeme: Taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi (HMK m. 12). Birden fazla taşınmaz varsa, birinin bulunduğu yer yetkilidir.
Yargıtay’ın Yaklaşımından Çıkarımlar
- Miras taksim sözleşmeleri, tüm mirasçıların katılımı ve yazılı şekil şartı olmadan geçersizdir (Yargıtay 1. HD, E.2009/10114, K.2009/12836).
- Üçüncü kişiye devirde iyiniyet araştırması titizlikle yapılmalıdır.
- Hasımlı veraset ilamı olmadan açılan davalar usulden reddedilir.
Sonuç :
- Mirasçılık Tespiti: Müvekkilin nüfus kayıtları ve hasımlı veraset ilamı ile mirasçılığı netleştirilmeli.
- Terditli Talep: İyiniyetli üçüncü şahıs ihtimaline karşı, tapu iptali yanında bedel talebi de dava dilekçesine eklenmeli.
- Güncel Veriler: Hüküm, güncel tapu parsel bilgilerine göre yazılmalı; bilirkişi raporunda pay oranları açıkça belirtilmeli.
- Müvekkil Bilgilendirme: Sürecin (veraset ilamı + tapu davası) uzun sürebileceği, iyiniyetli üçüncü kişi durumunda taşınmaz yerine bedel alınabileceği müvekkile anlatılmalıdır.
Ketm-i verese davaları, titiz delil toplama ve Yargıtay içtihatlarına hakimiyet gerektiren teknik davalardır. Sürecin doğru yönetilmesi, mağdur mirasçıların hak kaybını önlemede hayati öneme sahiptir.